1. Efe ile Nil’in Hikayesi (21)


    Datte: 09/04/2018, Catégories: Partouze / Groupe Première fois Auteur: halilibo, Source: xHamster

    ... kıpır kıpır kolu bacağı oynayan Nil fazla dayanamadı, ayağa fırlayıp masanın önünde dans etmeye başladı. Müziğin ritmiyle kıvrılıyor, eteklerini savurtarak dönüyor, kalçalarını kıvırıyordu. Öyle seksi, öyle muhteşem görünüyordu ki… İkimiz de gözlerimizi karımdan ayıramıyorduk.
    
    “Sen dansa kalkmayacak mısın?” dedi hoca kulağıma eğilerek. Gözü hala karımda, karımın yılan gibi kıvrılıp duran seksi bedenindeydi. Hani utanmasa, yatırıp orada sikecek gibi karımı… Öyle bir bakışı var ki karıma…
    
    “Yok” dedim. “Başım dönüyor. Fazla kaçırdım herhalde… Dans edecek halim kalmadı pek…”
    
    “Sakıncası yoksa ben kalkayım öyleyse… Nil’i yalnız bırakmayalım. Baksana etrafındakilere… Birimiz gitmezsek şanslı biri ya da birileri karını götürecek.”
    
    Gerçekten karımın yalnız dans ettiğini gören bir kaç herif oynaya oynaya yaklaşmışlar, tüm ilgileri karımın üstünde, etrafını dört bir yanından çevirmiş vaziyette, adeta sürtünerek dans ediyorlardı. Doğrusu ne karım şikayetçiydi bu durumdan, ne de ben aldırıyordum.
    
    Tam aksine, karım etrafındaki erkeklerin yakın(!) ilgisinden gayet hoşnut, gözleri yarı kapalı, erotik dansına devam ediyor, onların elleyip okşamalarıyla zevk alıyor gibiydi. Benimse ağzım dilim kurumuş, karanlık ortamda karımın üstüne vuran renkli parlak ışıklarda görünen erkek ellerinin karımın bedeninde dolaşmasını izliyordum. Spot ışıkların altında, sadece karımın vücudu ve saldırgan erkek elleri… Sanki gayet erotik, baştan çıkarıcı, deneysel bir tiyatro oyununun en öndeki ...
    ... izleyicisi gibiydim.
    
    Sait hoca heriflere benden daha fazla içerlemiş vaziyette kalkıp karımın yanına gitti. Nil onu yanında gördüğüne sevinmiş gibiydi. Daha karşıdan kollarını havaya kaldırdı, adam yanına gelince de ahtapot gibi boynuna sarıldı adamın… O anda romantik, slow bir parçaya geçen müzikle salınmaya başladılar.
    
    Uzun boylu, yapılı kavalyeyi gören diğer erkekler ve okşayan elleri ufak ufak kaybolmuştu çoktan… Bu kez, oturduğum yerden ressamın uzun parmaklı ellerinin karımın dekoltesi açık sırtında, belinde, kalçalarında okşayarak dolaştığını görebiliyordum.
    
    Nil başını onun göğsüne dayamış, kedi gibi okşanmaktan mutlu, mesut, gülümsüyordu. Adamın belinden aşağıya inen ellerinden, eteğin üstünden kalçalarını mıncıklayıp duran parmaklarından, kendine bastırıp bedenini ezen erkekliğinden hoşnut gibiydi.
    
    Bir ara göz göze geldik. Ben de ona gülümsedim. Elimi kaldırıp başparmağımla okey işareti yaptım karıma… “Devam et karıcım, sorun yok.” Birbirine yapışık tek beden olmuşlar, dans pistinde dönüp duruyorlardı. Diğer çiftler de onlardan farksızdı aslında, dans etmiyorlar, öpüşüp koklaşıyorlar, dikey sevişiyorlardı. Bizimkilerin tek farkı ikili çift değil, üçlü olmamızdı.
    
    Sonunda dayanamadım. Başım döne döne masadan kalktım, yanlarına gittim. Nil benim geldiğimi görünce kısık gözleriyle bana baktı önce, sonra adamın boynundaki kolunu çözüp bana uzattı,
    
    “Gel aşkım…” diyerek dudaklarımı öperken, koluyla da bana sarıldı.
    
    “Gücendim doğrusu Nil…” dedi Sait hoca ...
«1...345...»